Atıklar, Atıkların Yönetimi ve Sıfır Atık

Atıklar, Atıkların Yönetimi ve Sıfır Atık Projesi

Atık konusu tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de en büyük sorunudur, 20 yüzyılın sonunda dünyada yeni bir kıta keşfedildi. 7. Kıta olarak tanımlanan, adı ‘Büyük Pasifik Çöp Alanı (The Great Pacific Garbage Patch) olan bu kıta, maalesef ki insanlar tarafından yaratılmıştır. Bazı kaynaklara göre 1,6 milyon kilometrekarelik büyüklüğe sahip olan bu kıta Türkiye’nin tam iki katı büyüklüğünde. Özellikle plastik ve mikroplastiklerden oluşan bu alanın keşfi ile atık problemi artık gözle görülür bir seviyede devasa bir sorun olarak karşımızda durmaktadır.

Peki, Türkiye’de atıkların durum ne? Dilerseniz biraz bu konudan bahsedelim. 2016 yılı TÜİK verilerine göre; imalat sanayi iş yerleri, termik santraller, organize sanayi bölgeleri, maden işletmeleri ve sağlık kuruluşları 5,7 milyon tonu tehlikeli olmak üzere, 45 milyon ton atık oluşturmuştur. Madencilik sektöründen kaynaklanan dekapaj malzemesi ve pasa miktarı ise 802 milyon tondur. Belediyelerin 1.390’ının atık toplama hizmeti verdiği, 7 belediyede ise atıkların toplanmadığı verisi paylaşılmıştır. Belediyelerde toplanan 31,6 milyon ton atığın, %61,2’si düzenli depolama tesislerine, %28,8’i belediye çöplüklerine ve %9,8’i geri kazanım tesislerine gönderilirken, %0,2’si açıkta yakarak, gömerek ve dereye/araziye dökerek bertaraf edilmiştir. Tüm bu verilere baktığımızda, Türkiye genelinde atık üretim miktarının oldukça fazla olduğu görülmektedir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından oluşturulan Entegre Çevre Bilgi Sistemi’nde yer alan Atık Yönetimi Uygulaması (TABS/MOTAT/KDS); özellikle tehlikeli atıkların lisanslı tesislere gönderilmesi, tüm sanayinin bu sisteme girişlerinin yaptırabilmesi ve kayıt altına alınabilmesi adına önemli bir uygulamadır. TABS aracılığıyla atık üreticilerinin yıllık tehlikeli ve tehlikesiz atık beyanları gerçekleştirilmekte, MOTAT aracılığıyla Atık Taşıma Firma ve Araç Lisans işlemleri ile atık taşıma araçlarının mobil takibi gerçekleştirilmekte, KDS aracılığıyla Lisanslı Atık İşleme Tesisleri tarafından atık işleme bilgi girişleri gerçekleştirilmektedir. 2018 yılı itibariyle devreye giren bu sistem ile, atık miktarları daha gerçekçi tespit edilecektir. Bu verilerle birlikte Türkiye’de oluşan atık miktarları son yıllarda artış göstermiş gibi görünse de aslında bunun nedeni, sisteme kayıtlı firma sayısının artışından dolayıdır.

Atıkların takibi konusunda iyi uygulamaların olduğu tabii ki yadsınamaz. Ancak atıkların ayrıştırılması, atık azaltımı konusunda önümüzde çok uzun bir yol olduğunu hepimiz kabul etmeliyiz. Lisanslı firmalarda atıkların geri kazanımı işlemlerini nasıl yaptığı ve tesislerin fiili olarak uygunluğunun sağlanması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na denetim konusunda çok fazla iş düşmektedir. Bunun için teknik personel sayısının artırılması öncelikli konular arasında olmalıdır. Ancak sadece denetim ile atık sorunundan maalesef ki kurtulamayız. Denetim kadar önemli bir konu daha var ki o da halkın, sanayicinin ve çocuklarımızın bu konuda bilinçlendirilmesidir. Buna dair okullarda çevre eğitimleri verilmesi, atıkların ayrıştırılmasının öneminin ve geri kazanım-geri dönüşümün ne kadar elzem olduğu konusunda çarpıcı görseller ile kamu spotlarının yapılması, bu konuda çalışan yetkin kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılması konusunda gerekli çalışmaların ivedilikle başlatılması gerekmektedir.

12.07.2019 tarihli ve 30829 sayılı Resmi Gazete ile yürürlüğe giren Sıfır Atık Projesi ile Türkiye genelinde özellikle resmi kurum ve kuruluşlarda atıkların yönetilmesi kapsamında bir çalışma başlatılmıştır. Bu kapsamda yine Entegre Çevre Bilgi Sistemi’nde Sıfır Atık Bilgi Sistemi oluşturulmuştur. Bu sistemde tesislerin eğitim çalışmaları, oluşan atık miktarları, ne kadar atığın geri dönüşüme gönderildiğine dair veriler girilmekte ve atıklara dair istatistiki bilgiler toplanmaktadır. İlgili Yönetmelik Ek-1 bölümünde hangi tesislerin bu yönetmelik kapsamında yer aldığı ve sisteme kayıt için; Büyükşehir Belediyeleri 31 Aralık 2020 tarihine, Kamu Kurum ve Kuruluşları ise 1 Haziran 2020 tarihine kadar sisteme geçişlerini tamamlanması gerekmektedir. Sanayi tesisleri için ise son tarih 31 Aralık 2020 olarak belirlenmiştir. Aslına bakılırsa Sanayi tesislerinde atıkların ayrıştırılması konusunda çalışmalar başlatılmış, bu konuda güzel uygulamalar görülmektedir. Bu noktada asıl önemli olan yukarıda belirtmiş olduğum gibi halkın bu konuda ne kadar bilinçlendirildiğidir. Bunun için fabrikalarda çalışan personele gerekli eğitim verilir ise; personelin bunu sosyal hayata da entegre etmesini sağlanmak bu konuda çok yol almamızı sağlayacaktır. Aksi durumda sokaklara ve fabrika sahasına konulan konteynırlar hiçbir işe yaramayacak, sadece görsel olarak atık ayrıştırıyorum demekten öteye gidemeyecektir.

Yaşanabilir ve sağlıklı nesillerin yetişebilmesi için çevre duyarlılığımızın artması ve bu konuda neler yapabiliriz konusunu kendimize dert edinmemiz gerekmektedir. Sıfır Atık Projesi’nin bu kapsamda önemli bir çalışma olduğunu düşünmekte ancak yeterli olmadığını daha fazla çalışmamız gerektiğini bir kez daha belirtmek isterim. Temiz bir çevre hepimizin hakkı. Bunun için üzerimize düşeni yapmalı gerekli hassasiyeti göstermeliyiz.

Ebru GÖKÇE

Genel Müdür

Resisco Çevre Madencilik Mühendislik

Danışmanlık San. ve Tic. Ltd. Şti.