Entegre Harç 2020 Yılı

Entegre Harç Genel Müdürü Bülent Kanıyılmaz’la kireç sektöründeki gelişmeleri ve KİSAD çalışmalarını konuştuk.Kanıyılmaz, Türkiye’deki kireç üretiminde iç piyasanın talebinin rahatlıkla karşılandığını ve üretim fazlası bulunmadığını vurguladı. Kanıyılmaz, kirecin stabilizasyonda kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte iç pazarda kireç kullanımın daha da artacağına dikkat çekti.

Kireç Sanayicileri Derneği’nin gündemindeki en önemli başlıklardan bir tanesi “Türkiye” ön ismini (Türkiye Kireç Sanayicileri Derneği ) alması. Bu konudaki gelişmeler nedir?

KİSAD için “Türkiye” ön ismini almak çok önemli. KİSAD Dünya Kireç Birliği’ne (ILA) bağlı bir dernek. Dünya Kireç Birliği ile ortaklaşa organizasyonlar yapıyoruz. Bu organizasyonlarda ismimizin başında Türkiye kullanılıyor. Biz de konunun resmiyet kazanmasını istiyoruz.  Ön isimde “Türkiye” kullanılması bazı kriterler gerektiriyor. Bu kriterlere uygunluğumuz doğrultusunda gerekli çalışma ve başvurularımızı tamamladık. Yaklaşık iki buçuk yıl devam eden süreçte son aşamaya gelindi. Konu ile ilgili kararın önümüzdeki günlerde açıklanmasını bekliyoruz.

KİSAD hakkında neler söylemek istersiniz? KİSAD’dan beklentileriniz nedir? Dünya Kireç Birliği’nin organizasyonlarına baktığımızda Türkiye’de hem dernek hem üretici olarak ne gibi çalışmalar yapıldı?

Özellikle ve öncelikle şunu vurgulamak isterim; Entegre Harç bu derneğin kurucularından ve aynı zamanda eski üyesidir.  Dolayısıyla firma olarak KİSAD’ı çok önemsiyoruz.

Türkiye pazarının yüzde 80’ine yakın bir bölümünü karşılayan kireç üreticileri KİSAD çatısı altındadır. KİSAD’da, kirecin kullanım alanlarının geliştirilmesi adına önemli çalışmalar yapıyoruz. Kirecin kullanım alanlarını dernek olarak üniversitelerde anlatıyoruz. Şu anda pandemiden dolayı çalışmalarımızı ve toplantılarımızı online olarak sürdürsek de geçmiş dönemlerde ILA’nın pek çok organizasyonunda yer aldık. Türkiye’de de KİSAD olarak iki kez bu organizasyonlara ev sahipliği yaptık.

Kuruluşunuzdan bu yana ticari faaliyetinize her yıl büyüyerek, yeni yatırımlarla, yeni ürünlerle devam ediyorsunuz. Sürdürebilir büyüme, kalıcı ve sürekli performans gelişimi odaklı bir anlayışı sağlamak adına attığınız adımlar nelerdir?

Entegre Harç üretim faaliyetine 1978 yılında ilk olarak kireç üretimiyle başlamıştır. Dolayısıyla kireç bizim ilk göz ağrımızdır. Bugün ise İstanbul Ömerli, Ankara Gölbaşı ve Burdur olmak üzere üç fabrikamızda alçı esaslı sıvalar, çimento esaslı sıvalar, dekoratif sıvalar, teknik harçlar, zemin çözümleri, su yalıtım çözümleri, ısı yalıtım çözümleri, seramik yapıştırıcıları ve derz dolguları, kireç ve agrega ürün gruplarında olmak üzere 100’den fazla ürünün üretimini gerçekleştiriyoruz. İstanbul il sınırlarında ilk ve tek kireç üreticisi olarak, sönmüş ve sönmemiş olmak üzere iki tip kireç üretimimiz mevcut. Sönmüş Kireç sanayi ve inşaat kireci olarak iki farklı ürünle piyasaya sunuluyor. Açık kasa araçlar ya da silobas ile sevkiyatı yapılıyor. Sönmemiş Kirecin ise topak kireç, granül kireç ve tarım kireci olarak satışı yapılıyor.  Üretilen topak kireç genellikle demir çelik sektörüne veriliyor. Pandemi ile birlikte arıtma tesislerinin kireç talebi de arttı. Son bir yılda o alandaki satışlarımızda ciddi oranda artış kaydedildi.

Nakliyenin ciddi bir maliyet olduğunu düşünürsek İstanbul sınırları içerisindeki tek kireç fabrikası olmanız bu alandaki pazarın da hakimiyetini sağlıyor mu?

Entegre’nin bölge pazarında önemli bir hakimiyetinin olduğunu söylemek mümkün. Üretim yaptığımız konum itibarıyla nakliye koşulları tercih edilmemiz anlamında büyük avantaj sağlıyor. Çimento esaslı sıvaların ve alçı esaslı sıvaların üretiminde de kireç kullanıyoruz. Kirecin inşaatlarda geçmiş dönemlerde daha fazla kullanıldığı algısı hakim. Ancak bugün de inşaatlarda yoğun bir şekilde inşaat kireci kullanılıyor. Geçmiş dönemlerde kireç söndürme işlemi, inşaat şantiyelerinde açılan kireç kuyularında yapılırdı. Bugün o görüntülerle karşılaşılmıyor. Çünkü kireç üreticileri bu ürünleri artık işleyip, paketleyip tüketicinin kullanımına sunuyor. Ülkemizde alçı ve çimento esaslı sıvaların üretimi yapan firmalar kireç kullanır.

Organizasyonunuzun her kademesinde toplam kalite anlayışından söz etmek mümkün. Toplam kalite anlayışının üretim için önemi nedir? Tarım, inşaat gibi alanlarda kullanılan kireç ürünlerinde TSE kalite belgesine de sahipsiniz. Kireç üretiminde kireç taşının saflığı ve kalitesi neden çok önemli?

Kalite, Entegre Harç için vazgeçilemez bir unsurdur. Kireç üretiminde saflığı en iyi olan ham maddeyi kullanmak çok önemlidir. Mesela ham maddenin tamamı üretimde direkt olarak kullanılmaz. Taşın en iyi kısmı kireç fırınına beslenir. Kalan kısım da kırılarak hazır beton üreticileri için ayrılır. Böyle yapılmadığı taktirde ürünün değerleri, saflıkları düşer. Belli bir standardı sağlamak, TSE’nin gerektirdiği kriterlere uyabilmek için doğru ve saflığı yüksek kireç taşı beslemek gerekir. Entegre Harç’ta öncelikle ham madde seçilir. Yüksek kalitede olanları kireç fırınlarına, alçı esaslı sıva ürünlerinin üretimine, geri kalanı da agrega üreticilerine gönderilir. Yani kalite ayrımı ocaktan çıkarken yapılmış olur. Ocaktan alınan taşın saflığı ne kadar yüksekse, fırından çıktığında da saflığı o kadar yüksektir.  Düşük kalitede bir taşı, demir çelik sektörü hemen fark eder. Demir çelik sektörü taşın analizini yaparak kirecin kalitesini ölçer.

Kireç üretim sanayisinde kullanılmakta olan Maerz Fırın Teknolojisi’nden kısaca bahseder misiniz?

Maerz fırınları şu an sektörde kullanılan en kaliteli fırınlardır. Biz de yatırım yaparak üretimimizde bu fırınları kullanmaktayız. Bu yatırımlar da yine ürün kalitesi açısından önem taşımaktadır.

Kirecin yaygın bir kullanım alanı söz konusu. Özellikle stabilizasyonda kireç kullanımının önemi hakkında neler söylersiniz?

KİSAD en son yaptığı çalışmalarla kirecin zemin stabilizasyonunda da kullanılabileceği söyledi. KİSAD’ın bu yönde ciddi girişimleri oldu. Türkiye’de yol yapım çalışmaları büyük boyutlarda devam ediyor. Zemini iyi stabilize edilmeyen yol çok çabuk deforme olabilir. Bunun örnekleriyle karşılaşmak çok mümkündür.  Yol zemini kireçle stabilize edilirse daha uzun ömürlü olur. Ülke ekonomisine de katkı sağlanır. Dernek olarak bunları anlatıyoruz ve anlatmaya da devam edeceğiz.

Karayolları Genel Müdürlüğü stabilizasyonda kireç kullanımını şartnamelerde onaylarsa Türkiye’de ki mevcut kireç üretimi yetersiz bile kalabilir. Daha önce de bahsettiğim gibi, şu anda bütün kireç fabrikalarının üretiminin önemli bir bölümünü demir çelik fabrikaları kullanıyor. Yol yapımı ve zemin stabilizasyonunda da kirecin kullanımı artarsa başka bir alan daha açılacak ve sektör de yatırımlarını ona göre artıracaktır.

Coğrafi özelliklerinden dolayı Türkiye’de deniz seviyesinde açılan yolların büyük bir bölümünde zeminde su ile karşılaşılıyor. Böyle zeminlerin stabilizasyonunda kullanılan kireç su ile hidratasyona girerek ısı yayıyor. O ısıyla da kurutma sağlanıyor, gevşek zemin sertleştiriliyor.  Aynı işlem mıcır sererek de uygulanabiliyor. Ancak mıcır kullanılması halinde ileri zamanlarda zemin mutlaka hareketli hale geliyor, deformasyon yaşanıyor. Bu durum da kireç kullanımını stabilizasyonda önemli kılıyor.

Enerji verimliliği, sürdürülebilir pazar, sürdürülebilir çevre, üretimi şekillendiren olguların başında geliyor. Entegre Harç’ın bu konulara yaklaşımı nasıl?

Entegre Harç olarak, şehrin merkezinde üretim yaptığımız için çevre konusuna çok daha duyarlı ve dikkatli yaklaşıyoruz. Fırınlarımızın bacalarında Çevre Bakanlığı’na bağlı cihazlar mevcut. Sürekli ölçümler yapılıyor ve kontrol ediliyor. Üretim faaliyetlerimizi çevreye son derece duyarlı bir biçimde sürdürüyoruz. Aslında bu konu, kireç üretimi yapan tüm firmalar açısından önem taşıyor. Çevre ile ilgili bir risk yaşandığı durumda hemen fırınlar bakıma alınıyor.

Enerji verimliliği de aynı ölçüde önemlidir. Taşı pişirebilmek için yüksek enerjiye ihtiyaç vardır. Bundan dolayı da işlem kömürle değil petrokokla yapılıyor. Tüm kireç üreticileri petrokok kullanıyor. Gerekli tüm önlemlerin alınması çok önemlidir. Aksi taktirde değerler hemen yükseliyor ve enerji sarfiyatı artıyor.  Dolayısıyla da bir yandan çevre kirliliğine yol açılırken diğer yandan da maliyetler artıyor.

Yürüttüğünüz sosyal sorumluluk projesi olan Mesleki Yeterlilik Belgelendirme Projesi hakkında bilgi verir misiniz?

Entegre Harç olarak, Mesleki Yeterlilik Kurumu teşvikleri kapsamında önemli bir sosyal sorumluluk projesine imza attık. Proje ile ülkemizde nitelikli iş gücünün gelişmesini ve inşaat alanındaki uygulamaların Mesleki Yeterlilik Belgesine sahip kişilerce yapılmasını desteklemek üzere, belgenin alınması için gerekli eğitimleri ustalarımıza ücretsiz olarak sunacağız ve sınav ücretlerini karşılayacağız.

Projede Alçı Sıva Uygulayıcısı, Seramik Karo Kaplamacısı, Isı Yalıtımcısı, İnşaat İşçisi ve Duvarcı meslek grubundaki ustalara Mesleki Yeterlilik Belgesi vereceğiz.

Kireçle ilgili nasıl bir rekabet analizi yaparsınız?

Her sektörde olduğu gibi kireç sektöründe de elbette rekabet söz konusudur. Bu rekabet, saygı çerçevesinde gerçekleşerek, hiçbir zaman üreticinin kaliteden ödün vereceği bir ortama dönüşmüyor.

Kireçte kaliteli üretimi sağlayabilmek için neler yapmak gerekir?

Ham madde çok önemlidir. Fırının kalitesi ve bakımları da aynı derecede önem taşımaktadır.  Taşın iyi yakılması, her tarafının eşit pişmesi gerekiyor. Taşın kalite değerleri düştüğü zaman ortaya çıkan ürün kalitesi de düşüyor.

Üretim kapasiteniz hakkında bilgi verir misiniz?

Kireç taşı olarak da zengin bir ülkeyiz. Entegre Harç’ın şu anda faaliyette bulunduğu kireç ocağında en az 10 yıl yetecek kadar rezerv olduğunu söyleyebilirim. Tabi ki başka yerde de kireç ocağımız var. Türkiye genelinde rezerv sıkıntısı söz konusu değildir.  Entegre Harç olarak, üretim alanımızda ve fırınlarımızda geliştirmeler, yenilemeler gerçekleştirdik. Fırınlarımızın uzun süren yeni bakımlarını yaptık.. Üretimimiz mevcut iki fırınla devam etmektedir. Firma olarak 2020 yılında 42 bin ton sönmemiş kireç üretimi gerçekleştirdik. Bu ürün genellikle demir çelik sektörünün kullanımına sunuldu. Sönmüş kireç üretimimizin ise 50 bin ton olduğunu söyleyebilirim. Entegre Harç, 2020 yılını toplamda 90 bin ton kapasiteyle tamamlamıştır.

Hem dernek üyesi hem de üretici olarak kirecin ihracatı noktasında nasıl bir değerlendirme yaparsınız?

Yurt dışında, özellikle Avrupa ülkelerinde bu tip üretimleri yapmak çok zor. Orada katı kurallar uygulanıyor. Kireç üreticileri olarak biz de ülkemizde bu konulara dikkat ediyoruz. Taş çıkartılan alanlar üzerinde farklı uygulamalar yapılması gerekiyor. Örneğin taş için açılan çukurların yeniden doldurulup, yeşil alana dönüştürülmesi gibi zorunluluklar var. Bu zorluklardan dolayı Avrupa ülkelerinde üretim oldukça kısıtlandı. Pandemi dönemi de bu kısıtlamada etkili oldu. Mesela ülkemizde pandemiyle birlikte kireç sektöründe üretimin durması sadece birkaç hafta sürdü. Devamında düzenli olarak herkes işinin başına döndü. Ama Avrupa’da süreç böyle işlemedi. Avrupa, üretimini uzun bir süre tamamen durdurdu. Pandeminin etkisiyle ihracat talepleri oldu. Entegre Harç olarak biz ve KİSAD üyeleri firmalar, ihracatımızı bu dönemde arttırdık.

Son olarak eklemek istedikleriniz nedir?

KİSAD’ın kurucu firmalarından biri olarak dernek bizim için önemlidir. KİSAD ile birlikteliğimizin ve çalışmalarımızın uzun yıllar devam etmesi arzusundayız.