Kireç Üreticileri Ve Limit Değerleri

Kireç Üreticileri, Demir-Çelik Kalitesini Etkileyen Limit Değerleri Sağlamalı

Türk Demir-çelik sanayiini gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmak; dünyadaki gelişmelere her yönden ayak uydurabilecek bir yapıya kavuşturmak amacıyla faaliyet gösteren Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD), kurulduğu 1970 yılından bu yana çalışmalarıyla sektöre değer katıyor. TÇÜD Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan ile Türkiye’deki demir-çelik sektörünün güncel durumunu ve kirecin sektördeki önemini konuştuk.

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği ne zaman kuruldu? Derneğin kuruluşundan bu yana geçirdiği süreçle ilgili kısaca bilgi verir misiniz?

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, 1970 yılında Ankara’da kurulmuştur. Derneğimiz kuruluşundan bu yana, çelik sektöründe faaliyet gösteren tüm ham çelik üreticilerini bünyesinde barındırarak, sektörün gelişmesi konusunda özel bir gayret göstermiştir. Derneğimizin kuruluşundan bu yana çelik sektörümüz, 1970 yılındaki, 1.6 milyon tondan, 2018 yılında 37.3 milyon ton ham çelik üretim seviyesine ulaşmıştır.

Derneğin üye profili nasıl?

Üçü entegre (BOF), yedisi indüksiyon ocaklı ve 25’i elektrik ark ocaklı (EAO) tesis olmak üzere, Türk çelik sektöründe faaliyet gösteren 35 kuruluşun, 25’i derneğimizin üyesidir. Ham çelik üreticisi 25 üye kuruluş, Türkiye’nin toplam ham çelik üretiminin % 95’lik kısmını gerçekleştirmektedir. Üyelerimizin altısı, 200 bin tonun altında, beşi bir milyon tonun altında, geri kalanlar 2-5 milyon ton arası üretim yapmaktadır. Dünyanın en büyük 100 çelik üreticisi arasında üç üreticimiz yer almaktadır.

Türkiye'de çelik sektörünün bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türk çelik sektörü, 2017 yılındaki rekor üretimin ardından, 2018 yılında başlayan ve 2019 yılı boyunca da etkisini arttırarak devam eden korumacı önlemlerden olumsuz yönde etkilenmiştir. Çelik piyasasında yaratılan baskı ve ülkemizde çelik tüketiminin yüksek oranda gerilemesi nedeniyle, Türk çelik üreticileri, ihracata yönelmek durumunda kalmıştır.

Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Türkiye’nin ham çelik üretiminin, küresel çapta devam eden korunma önlemleri ve iç tüketimde 2018 yılında başlayan 2019 yılında da devam eden yüksek oranlı düşüş sebebiyle, iyimser bir yaklaşım ile 2019 yılında 35 milyon ton civarında gerçekleşmesi beklenmektedir. Öte yandan, dünya çelik sektöründeki korumacı yaklaşımlar, dünya ekonomisinin daralacağı yönündeki öncü göstergeler ve ağustos sonu itibarıyla gerçekleşen ihracat rakamları, 2019 yılında Türkiye’nin çelik ürünleri ihracatının, 2018 yılı seviyesinin altında kalacağını göstermektedir.

Önümüzdeki dönemde, korumacılık önlemlerinin olumsuz etkilerinin azalması, iç tüketimde başlayan iyileşmenin, 2020 yılında hız kazanması ve sektördeki yeni yatırımların etkisi ile, üretimdeki kayıpların telafi edilmesi beklenmektedir.

Sektörün sorunları nelerdir? Bu sorunların çözümü konusundaki önerileriniz nelerdir?

Türk çelik sektörünün en temel sorunu, küresel çapta devam etmekte olan korumacı politikalardan kaynaklanan olumsuzluklardır. Bu sorunların çözümü konusunda, Derneğimiz aktif girişimlerde bulunmaktadır. Sorunların çözümlenmesini teminen, hükümetimizin ilgili birimlerince karşı tedbir alınmasının önem taşıdığı değerlendirilmektedir.

Diğer taraftan, sektörün uluslararası piyasada rekabet gücünün arttırılabilmesi için, çevre katkı payı, YEKDEM gibi diğer ülkelerde bulunmayan yüklerin kaldırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Önümüzdeki dönemde ne gibi faaliyetleriniz olacak?

Sektörün ihtiyaçlarının yurt içinden tedarik edilmesi temel amacımızdır. Çelik sektörümüz yurt içi ihtiyacı karşılayacak yeterli kapasiteye sahiptir. Geçtiğimiz yıl 14.5 milyon tona varan ithalat, sadece çelik sektörümüzü değil, aynı zamanda ülke ekonomisini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle, üretimi yurt içinde yapılan ürünlerin ithalatının önüne geçilmesi sektörün sürekliliği açısından önem taşımaktadır.

Üretimlerinizde ne tür kireç kullanıyorsunuz, kireç sizin için ne kadar önemli?

Sıvı ham demir üretiminde, yüksek fırınlarda, çelik üretiminde, elektrik ark ocağında, bazik oksijen fırınında ve pota ocağında kireç; cüruf yapıcı yardımcı hammadde olarak, granül ya da parça formunda kullanılmaktadır. Entegre tesisler, kireç ihtiyaçlarını, kendi kireç tesislerinden karşılamaktadır. Benzer durum, bazı büyük elektrik ark ocaklı tesisler için de geçerlidir. Elektrik ark ocaklı tesisler, ham çelik üretim miktarına bağlı olarak, toplamda, yılda ortalama, 1 milyon ton civarında, kireç alımı yapmaktadırlar.

Kireç üreticilerinden beklentileriniz nelerdir?

Granül kireç için, üye kuruluşlarımız tarafından, kimya laboratuarlarında, elek analizi yapılmaktadır. Aktif kalsiyum oksit ve magnezyum oksit toplamı, kükürt oranı, kızdırma kaybı, tane büyüklüğü önemli parametrelerdir. Çelik üreticileri tarafından istenen ve üretim kalitesini etkileyen limit değerlerin sağlanması önem taşımaktadır.

Sizce Kireç sektörünün eksikleri nelerdir sektörün dünya ile rekabet edebilecek bir konuma gelmesi için neler yapması gerekiyor?

Kireç tedariğinde, zaman zaman, üretimin yoğun olduğu dönemlerde, özellikle Aliağa’da, bölge dışından satın alma durumları söz konusu olabilmektedir. Taşıma fiyatlarının, maliyetleri arttırmaması için, çelik üreticilerinin yoğun, kireç üreticilerinin az olduğu bölgelerde, yeni tesis yatırımlarının planlanmasında fayda mülahaza edilmektedir.