KİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Üçüncü:
Kirecin Kullanım Alanlarındaki Çeşitlilik Büyük Avantaj
Gerek inşaat sektöründe gerekse tarımda kireç kullanımının giderek azaldığı günümüzde, kireç yerini yeni ve kullanım sonuçları bakımında gelecekte ne sonuçlar doğuracağı belli olmayan malzemelere bırakıyor. Bu koşullarda var olmaya çalışan kireç sektörü ise, ürettiği kaliteli kireçleri kullanan diğer sektörlerin ihtiyaçlarını karşılayarak ortaya çıkan açığı kapatıyor. Bu koşullarda her şeye rağmen sektörün geleceğinden umutlu olan Kireç Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Erol Üçüncü “Türkiye’nin büyüdüğü oranda kireç ihtiyaçları gelişecek, üretim artacaktır” diyor. Üçüncü ile küresel ve yerel anlamda sektördeki gelişmeleri konuşurken Türkiye’nin bu anlamdaki ihtiyaçlarına da ışık tuttuk.
Kireç, alternatifi olmaması açısından önemli bir madendir. İnşaattan endüstriye kadar birçok farklı alanda kullanılıyor. Sizler de KİSAD başkanı olarak kirecin bilinirliği ile alakalı bir çalışma yürütüyor musunuz? Kirecin bilinirliği sizce ne düzeydedir?
Kirecin sanayide, altyapıda, zemin stabilizasyonlarında, dünya genelinde çok farklı kullanım alanları var ama Türkiye’de, özellikle inşaat alanında kullanımı son 20 yıldan bu yana azalmaya başladı. Kireç günümüzde yalnızca inşa edilen yapıların içinde sıva, alçı gibi hazır ürünlerin içinde kullanılıyor. İnşaatlarda ise sağlıklı olmayan ürünler tercih ediliyor. Bu da inşaat sektöründe güvenilirliğin azalmasına yol açıyor. Toprağın iyileştirilmesi, verimli hale getirilmesi, pH değerlerinin ayarlanması gibi ihtiyaçlara cevap verebilecek olan kirecin kullanım oranı, tarım sektöründe de düştü. İçeriğinde zararlı kimyasalların bulunduğu sağlıksız ürünlerle topraktan daha fazla ürün alınsa da bu ürünler sağlığa zararlıdır. Bunlara ek olarak, dünya genelinde kütle ve kütle zemin stabilizasyonlarında kireç kullanımı yaygınken, Türkiye’de bu uygulamaları maalesef göremiyoruz. Ancak, bizler Kireç Sanayicileri Derneği olarak kirecin bilinirliğini arttırmaya yönelik aşağıdaki çalışmaları yapmaktayız:
1. Zemin stabilizasyonu konusunda uygulamaların bilinirliğini artırmak ve yaygınlaştırmak için Karayolları, Belediyeler ve Üniversiteler nezdinde yaygın eğitim çalışmaları uygulamaktayız. Bu kapsamda aşağıda kısaca belirtilen avantajları anlatmaktayız. .Zeminin mevcut kimyasal ve fiziksel özelliklerinin, kireç kullanılarak değiştirilip, mukavemetinin ve durabilitesinin iyileştirilme işlemine kireç stabilizasyonu adı verilir. Kireç stabilizasyonu, yol kaplaması altında ve yapılarda sağlam bir temel tabaka oluşturmak üzere, zemin malzemesi ile kirecin birlikte kullanılması işlemidir. Bu işlem neticesinde aşağıdaki sonuçlar meydana gelir:
a. Taşıma kapasitesini arttırmak,
b. Toplam oturmayı ve deformasyonu azaltmak,
c. Konsolidasyonu hızlandırmak,
d. Geçirimliliği azaltmak,
e. Zeminin sıvılaşma potansiyelini azaltmak,
f. Kayma mukavemetini arttırmak,
g. Boşluk suyu basıncını azaltmak,
h. Şişme/kabarma ve don kabarması gibi çevre etkilerini azaltmaktır.
2. Kütle stabilizasyonu zemine laboratuvar ortamında tespit edilen miktarda kireç ilavesi ile zemin iyileştirilmesi işlemidir. Özel ekipmanlar kullanılarak yedi metre derinliğe kadar uygulanabilmektedir. Toplantı ve konferanslarda anlatılan uygulamanın avantajları aşağıdadır:
a. Düşük kaliteli zemin kütle stabilizasyon sayesinde yararlı hale gelir ve doğal agrega ihtiyacı minimize edilir.
b. Kütle stabilizasyonu, taşıma ve düşük kalitedeki zeminlerin depolanmalarını önleyip, onlarıkullanılır hale getirerek engeller.
c. Kütle stabilizasyonu zararlı maddelerin kirlettiği zeminleri (zehirli ağır metal gibi) reaksiyona girerek suda çözünmez hale getirir ve çevreye zarar vermelerini engeller.
d. Kütle stabilizasyonu kazıkla yapılan iyileştirmeye oranla maliyeti çok daha düşüktür.
3. Sıcak Asfalt Karışımlarına kireç katılarak daha dayanıklı ve uzun ömürlü asfaltlar üretmek konusunda yapılan çalışmalarla süreç tanıtılmaya çalışılmaktadır.
4. Bu yıl Asitli tarım topraklarının kireç ile ıslahı konusunda projeler hazırlamayı planlamaktayız.
Kireç sektöründe mevcut durum nedir? Geçen yılla karşılaştırabilir misiniz?
Mevcut durum
Sanayi kuruluşları, sanayileşmeye çalışan orta ölçekli işletmeler ve 150 yıl öncesinden kalma yöntemlerle üretim yapan kuruluşlardan oluşan bir bileşime sahip olan kireç sektörü, yaklaşık 1. 000. 000. 000 TL büyüklüğünde bir ciroya sahiptir. Kendi ihtiyacı için üreten kuruluşları çıkardığımız takdirde 600. 000. 000 TL’lik bir büyüklük söz konusudur. Sektörü pazar için üretim yapanlar ve kendi ihtiyacı için üretim yapanlar şeklinde ikiye ayırabiliriz. Soda sanayi, demir - çelik sanayi ve şeker sanayileri genellikle üretim süreçlerinde ara ürün olarak kullanmak üzere kendi ihtiyacına yakın miktarda kireci kendileri için üretmektedir. Kendi için üretim yapan sanayilerin üretim miktarı, yaklaşık toplam ülke üretiminin yüzde 40’ı civarında kadar olmaktadır.
KİREÇ SEKTÖRÜ SON BEŞ YILLIK CAO ÜRETİMLERİ
(1000TON)
Yıllar
|
2013
|
2014
|
2015
|
2016
|
2017
|
2018
|
Kireç Üretimi
|
4.400
|
4.442
|
4.325
|
4.694
|
4.854
|
4.900
|
Sektörün niteliği nedeniyle uzak mesafelere mal yollanması pek mümkün olamamaktadır bu nedenle denizyoluyla yapılan bazı ihracat uygulamaları dışında ihracat yoktur. Toplam üretimin % 1 - 1,5’luk bir bölümü ihraç edilebilmektedir. Genel olarak Kıbrıs, İsrail, Mısır, Romanya, gibi ülkelere deniz yolu ile sevkiyat yapılmaktadır. Önümüzdeki yıllarda bazı Doğu Avrupa ülkelerine, Kuzey Afrika’da bazı ülkelere ve Ukrayna’ya kayda değer satışların yapılması imkânı doğabilir.
Ülkemizde kirecin inşaat sektöründe kullanımı geleneksel olarak en temel kullanım alanı olmasına rağmen sürekli düşmektedir. Endüstriyel kullanımdaki artış ise yavaş yavaş inşaat sektöründeki düşüşü karşılamaya başlamıştır. Son yıllarda düzenli olarak yüzde beş seviyelerinde büyüme göstermektedir.
Kapasite ve kullanımı:
Sektörde pazar için yapılan üretimin yüzde 85’lik bölümünü gerçekleştiren Kireç Sanayicileri Derneği üyelerinin Kapasite kullanımı 2018 yılında yaklaşık olarak yüzde 80.05 mertebesinde gerçekleşti.
2018 KİSAD üyeleri Üretimi (Ton) 2.150.000
2018 KİSAD üyeleri Kapasite (Ton) 2.669.000
Değerlendirme
2018 yılında sektör yaklaşık bir önceki yıl seviyesinde üretim gerçekleştirmiş durumdadır. İnşaat sektöründeki gerileme ve Demir - Çelik sektöründeki artışla telafi edilebilmektedir. 2019 yılında gelişmeler olumlu bir seyir göstermemekle birlikte enerji kullanımı çok yüksek olan sektörümüzde dövizle alınan kömür kullanımı nedeni ile çok ciddi maliyet artışları oluşmuştur. 2019 yılı üretimini en azından 2018 seviyesinde ya da çok az bir artışla tamamlayacağımızı umuyoruz.
Önümüzdeki dönemlerde de ise sektörün inşaat sektöründeki kayıplarını telafi etmek için Kireç sanayicileri derneği 2 ayrı proje geliştirdi.
1. Killi zeminlerin Islahında kireç kullanılmasını tanıtma tanıtılması ve yol yapımında zayıf zeminleri kireç ile iyileştirme konusunda önceden derneğimiz tarafından Karayolları Araştırma Dairesi ile hazırlatılmış olan Teknik şartnamenin güncellenmesi için Kocaeli Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Aydın Kavak’ın danışmanlığında bir çalışma başlatıldı.
2 Sıcak asfalt karışımlarına kireç ilave edilerek asfalt kalitesini yükseltmek amacı ile karışıma yüzde iki civarında kireç katılması projesi.
Geçtiğimiz yıl, inşaat sektörünün artan maliyetleri, stok fazlalığı, talep azlığı gibi nedenlerle yaşanan kriz, inşaat sektöründe 2019’a dair beklentileri düşürdü. Kirecin demir-çelik sektöründe kullanımı, inşaat sektörüne göre daha fazla ama inşaattaki gerileme demir çelik satışlarını da olumsuz etkileyeceği için bu gerilemenin iki kat etkisi olmakta. Bu sektör de iç pazarda yaşanan sorunlar nedeniyle ihracata yönelmiş durumda. Dolayısıyla kireç, demir- çelik sektörünün yapacağı ihracat bizi olumlu etkileye bilir. Toplam üretimimizin yaklaşık yüzde 70’ini demir-çelik sektörüne verdiğimiz düşünülürse onların ihracatta başarılı olmasının bizim içinde ne kadar önemli olduğu açıkça görülür.
Amerika’da yılda bir milyon ton kireç stabilizasyonda kullanılıyor. Sektörün geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?2018 yılı içerisinde gerçekleştirdiğiniz faaliyetlere değinip, 19 için planladığınız projelerinizden biraz bahsedebilir misiniz?
Derneğimiz için Türkiye adını almayı planlıyoruz. Türkiye’de kireç sektörünü kucaklayan, üreticilerinin hakkını koruyan, faaliyetteki üreticilere destek olup onları daha da geliştiren bir konuma geleceğiz. Bununla birlikte, yeni hazırladığımız komiteler çalışma yönetmeliği ile birlikte 2019 yılı faaliyetlerini daha organize ve katılımcı hale getireceğiz. Tarımda kirecin kullanılması konusu bu yıl gündemimizde. Üniversitelerle gerçekleştireceğimiz çalışmalarla konunun önemini ülkenin gündemine getirmeye çalışacağız. Zemin stabilizasyon için organize sanayi bölgelerindeki projeleri takip edip, en az 2018’deki başarıyı yakalamaya çalışmalıyız. Kara yolları teknik şartnamesinin revizyonu çalışmasına katılarak bu konudaki sorunları giderip yol yapımında kullanımı artırmak hedefimiz olmalı. Karayolları Genel Müdürlüğü ile yaptığımız sıcak asfalt uygulamalarında kireç kullanılması projelerimizi bu yıl geliştirmek istiyoruz. Zemin Stabilizasyonu çok önemli. Soruda belirttiğiniz gibi Amerika gibi altyapı sorunlarını uzun yıllar önce çözmüş bir ülkede bile bu konuda önemli miktarda kireç kullanılıyor olmasına rağmen, ülkemizde bu kullanımın çok düşük olması bizim yoğunlaşmamız gereken alanlardan biri. Çünkü bir yere yol yapılırken zemin çürükse, o zemin yapılacak yolu taşımaz. O halde zemine yol yaparsanız birkaç ay içinde yaptığınız yol çöker ve o yolu yeniden yapmak zorunda kalırsınız. Bu tür zeminlere yol yapabilmek için öncelikle o zeminler bir şekilde ıslah edilmeli. Bunu yapmanın iki yolu vardır. Bir tanesi, zemini söküp bir yere atmak ve yeni zemin oluşturmak. Bu seçenek, hem maliyetli hem de atık problemi yarattığı için çevreye zararlıdır. İkinci seçenek; çürük zemin killiyse, kile toplam kuru ağırlığına %5’İ oranda kireç ilave edip, karışımı çürük zemine yaymaktır. Bu seçenek ile hem zeminin taşıma kapasitesini istediğiniz seviyeye getirebilir hem de sorunu daha az maliyetle, çevreye zarar vermeyen bir şekilde çözebilirsiniz.
Sektörde nerelere yatırım yapılmalı?
Sanayinin geliştiği, teşviklerle gelişen bölgelerde, kireç ihtiyacı doğuran başka yatırımların gerçekleştiği bölgelerde yatırım yapılabilir. Bu bölgeler dikkatle takip edilmeli. Demir-çelik gibi kireç tüketiminin olduğu sektörler dikkatle izlenmeli. Yüksek kalitedeki kireçlerin sağlanamadığı her yerde yatırımlar yapılmalı. Kriz dönemlerini bir kenara bıraktığımızda kireç sektörü endüstriye bağlı olarak yıllık yaklaşık yüzde altı gibi bir hızla büyüyor. Kriz dönemlerinde sekteye uğrasa da, bu dönem atlatıldıktan sonra büyüme, kaldığı yerden devam ediyor. Kireç sektörü, inşaat sektörü pazar kaybederken büyüdü. Çünkü Türkiye’de Demir-çelik sektörü büyüdü. Demir Çelik sektörü için içerik üretimi, Türkiye’de dört milyon tondan 40 milyon tona ulaştı. Termik santral yatırımlarının olduğu bölgelerde, baca gazı arıtımı sürecinde kullanılabilir. Bu tür yatırımlar takip edilmeli. Tarımda, hayvancılıkta, su arıtma da dahil her alanda kireç kullanılabilir. Hangi alanda gelişim olursa kirecin kullanım alanı da o yöne evrilir.
Sizce sektörün en önemli sorunları nelerdir?
Kireç üretiminden ve bu üretimin artmasından bahsettik ama bunun karşısındaki en büyük zorluklardan bir tanesi kendi üretim ihtiyacını karşılamak üzere kurulan tesisler. Bu tesisler, yıllardır bu sektörde üretim yapmış, bu işi bilen, deneyimli firmaların ilerlemesinin önüne geçiyor. Çünkü firmalar, satın almada kendi ihtiyacını karşılamak üzere kendi kurdukları tesislere yöneliyor. Bu sayede pazar rekabetini canlı tutuyor ve ihtiyacını azaltıyor. Bir firmanın kendi kireç ihtiyacını karşılamak için yatırımlar yapması, kireç üreten diğer uzmanlaşmış, deneyimli diğer firmaların karşılayamayacağı kadar büyük maliyetlerle baş başa kalması anlamına geliyor. Ayrıca Yakıt maliyetlerin yüksekliği ve dışa bağımlı olması ve sektördeki yetişmiş eleman sıkıntısı en ciddi konular olarak önümüzde durmaktadır.
Kireç Sektörü teknolojik gelişmelere uyum sağlayabiliyor mu?
Dünya teknolojisinde ilerleme oldukça, buna bağlı olarak yeni yatırımlar gerçekleştiğinde Türkiye de bu gelişmeleri takip ediyor. Türkiye’de kireç sektöründe yapılan yatırımların çoğu da modern teknolojiyle, yüksek kaliteli üretim yapan tesisler için gerçekleşiyor. Diğer sektör ve yatırımcıların da takip ettiği ve yakından ilgilendiği yeni teknolojilere Türkiye’de de uyum sağlanıyor. Yeniliklere yatırım yapmayan üretim firmaları rekabet edemediği için kapandı.
Şu an Türkiye’de üretim yapan en modern kireç üretim tesisini nasıl değerlendirirsiniz?
Yüksek kalitedeki kireç taşının bulunduğu üretim bölgelerinde faaliyet gösteren tesisler, yüksek teknoloji ile buluşursa en kaliteli üretimi yapabilir ve sektörde başarılı olur. Eskiden kireç üretiminde enerji ihtiyacı, teknolojik nedenlerle çok yüksekti. Yeni fırınlarda ısı kayıpları ortadan kaldırıldıkça bu ihtiyaç düştü. Bu günlerde teorik olarak laboratuvarda yapılan çalışmalara çok yakın bir rakam olan 800 Kcal/Kg rakamına ulaşıldı. Bu durum karbon emisyonları konusunda ciddi sorunlar yaşayan sektörümüz açısından çok önemli bir gelişme olarak görülebilir. Fırının içindeki süreçlerin ve yakıt besleme süreçlerinin rahatça kontrol edildiği yeni teknolojiler sayesinde, tam yanmanın sağlanması mümkün olduğundan hem ürün kalitesi hem emisyonlar istenen seviyeye ulaşmış oluyor. Son yıllarda ülkemizde bu tip fırınların sayısı hızla artmaktadır.
Bilindiği üzere toprakta kireç kullanımının en temel özelliği toprağın asidik özellikten kurtulup en uygun pH aralığına erişmesidir. Bu anlamda kirecin tarım alanlarında kullanımı hakkında neler söylersiniz?
Tarım topraklarının yoğun tarımsal uğraşlar neticesinde verimsizleşmesi ile ortaya çıkan en büyük sorunlardan birisi, azalan toprak organik madde içerikleri ile pH değerlerinin düşmesi sonucu meydana gelen asitleşmedir. Organik maddece fakir olan topraklara uygulanan kimyasal gübreden yararlanma oranı düşük olmaktadır. Topraklarda organik maddenin artırılması, toprak ıslahının önemli adımlarından birisidir. Düşük organik madde ve asitleşme, tarım topraklarının giderek yok olmasına sebep olmaktadır. Bu nedenle topraklarda asitleşmenin giderilmesine ve organik madde içeriğinin artırılmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınması ile bu toprakların ıslah edilmesi son derece önemlidir. Bu konuda dergimizin bu sayısında çok kaliteli 2 makalenin bulunduğunu hatırlatmak isterim.
- Erol Bey, 2019’un ilk çeyreğinde ihracat ne durumda? Rakamlar beklentinizi karşılıyor mu?
Avrupa da Lüksemburg, Hollanda gibi birkaç ülke dışında her ülkede kireç üretilmekte olduğunu düşünürsek, kireç sektörü ihracat yoğun olan bir sektör değil. Bizim için önemli olan iç pazardır. Ama yakın komşularımızdaki gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkacak imkanlar, 2019 yılında ihracat imkanlarını artıracak gibi gözükmektedir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2014 yılında paylaşılan verilere göre, Türkiye’de geliştirilen gönüllü karbon piyasası projeleri yıllık emisyon azaltım değerlerine bağlı olarak yaklaşık yüzde 15’ini biyogaz sektöründen sağlamaktadır. Kirecin Önemli bir karbon emisyon kaynağı olduğu düşünülürse bu konuda sektör açısından neler söyleyebilirsiniz?
Karbon piyasası konusunda Çevre Bakanlığı ve Dünya Bankası gurubunun yürüttüğü çalışmaları kapsamında, Türkiye’de karbon fiyatlandırılmasının ekonomik, mali ve sektörel etkilerinin modellenmesi, Türkiye için sektörel marjinal azaltım eğrilerinin belirlenmesi aşamasına gelinmiştir. Bu aşamada sektörlerden gerekli bilgiler toplanmıştır. Ayrıca 2030 yılına kadar geçecek sürede azaltım için yapılabilecekler gerekli bilgiler toplanmaya çalışılmaktadır.
Bakanlık mevzuata düzenlemeler yaparak emisyonların izlenmesi ve doğrulanması için gerekli süreçleri tamamlamış durumdadır. Önümüzdeki dönemde bütün kuruluşlardan gerekli bilgiler temin edilip, karbon piyasasının düzenlenmesi için gereken alt yapının tamamlanması beklenmektedir. Bu sayede sürece sorun yaşamadan adapte olmak mümkün olabilecek gibi gözüküyor
Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Sektörün en büyük problemlerini konuşmuştuk. Diğer problemlerden ise:
1. Yakıt maliyelerindeki değişkenlikler, fiyat dalgalanmaları ve temininde güçlük her zaman ciddi soruna neden olur.
2. Nakliye maliyeti ucuz bir ürün olan kireci, bu nedenle uzak bölgelere yollayabilmek mümkün olamadığından bütün kireç fabrikaları pazara yakın yerlerde kurulabilmektedir.
3. Sektörde çalışacak eğitimli personel bulmak konusunda çok ciddi sorunlar vardır. Kurumlar kendi ihtiyacı için gereken elemanı kendi eğitmek zorundadır böyle bir ihtiyacın başka bir yolla temini mümkün değildir.
4. Sektörde büyük Ar-Ge yatırımları yapabilecek potansiyel henüz oluşamamıştır.
5. İnşaat sektöründeki olumsuz gelişmeler ve süreçlerin doğası gereği yapı malzemesi sanayisinde gelişen yeni ürünlerin ortaya çıkıp, kirecin pazardaki yerini almaya başlaması
Sektörde ciddi finansman sorunları yaratıyor. AB Çevre Mevzuatı uygulamaları nedeniyle yapılmak zorunda kalınan sabit yatırımlar çok yüksek bir maliyet yaratmaktadır. Ayrıca;
· MET (Mevcut en iyi teknikler) kapsamındaki tesislerin nerdeyse yarısı 90’lı yıllarda dönüştürülmüş tesislerden olduğu için onlarında yenilenme ihtiyacı gelmiş gibi gözüküyor. Birkaç yıl içerisinde yenilenmeleri halinde ciddi yakıt tasarrufu imkanları doğacaktır.
· Toplam kireç üretiminin yüzde 10 kadarını üreten tesislerin teknolojik olarak dönüştürülmesi gereklidir. Bu da MET kapsamında en az beş yeni tesis demektir. Bu dönüşümün kısa sürede yapılması gerekmektedir.
6. Dünyada yaygın olarak kullanılan kireç uygulamaları geleneksel olarak Türkiye’de kullanılmamaktadır. Baca gazı desülfürizasyonu, killi zeminlerin kireç ile stabilizasyonu konusu, sıcak asfalt karışımlarına kireç katılması ve bunun gibi bütün konuları takip eden derneğimiz, 2019 yılında önemli adımlar atarak en azından 2018 seviyesinde bir üretimle yılı kapatabilmeyi umuyoruz.