Tarihi Deva Hamamı

Pişirilmiş ve öğütülmüş toprak katılarak oluşturulan Horasan harcı diğer yapı malzemelerine göre oldukça dayanıklı... Hidrolik özelliklerinden dolayı, Bizans, Roma Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde sarnıç, su kuyusu, su kemerleri ve hamam yapılarında kullanılmış. Yeni sayımızda, 1520- 1540 yıllarında Diyarbakır’da inşa edilen Tarihi Deva Hamamı’nı mercek altına aldık. Deva Hamamı’nın inşasında taş, tuğla, künk; bağlayıcı olarak da kireç, sıva ve Horasan harcı kullanılmış. Tarihi yapının ayakta kalan bir kısmı bugün bir işletme olarak halkın hizmetine sunulmuş durumda.

Horasan harcının kullanıldığı tarihi yapılar zamana meydan okuyor

Geçmişten günümüze, bulundukları bölgeye kültürel anlamda değer katan tarihi hamamlar, yalnızca yıkanma eyleminin gerçekleştiği yerler olmakla kalmamış, aynı zamanda toplumun bir araya gelip keyifli vakit geçirdiği sosyalleşme alanı olarak da kabul görmüş.

Çardaklı, Paşa, Cıncıklı, Kadı, Vahap Ağa, Deva ve Melek Ahmet Paşa hamamları… 16’ncı ve 17’nci yüzyıllarda inşa edilen bu hamamlar, Diyarbakır Sur içinde, kentin giriş kapılarında ziyaretçilerini karşılar. Deva Hamamı da sanki ziyaretçilerine sıcak bir “merhaba” demek istercesine kent giriş kapısının hemen yakınında konumlanmış.

Şifa kaynağı olması nedeniyle “Deva” ismini alan hamam, eski bir öyküye göre, kervandan kaybolan bir devenin birkaç gün arandıktan sonra burada bulunması nedeniyle halk arasında Deve hamamı olarak da biliniyor. Sekizgen kasnak üzerine oturtulan Deva Hamamı, sekiz köşeli kubbeye sahip. Kubbeye geçişler tromplarla sağlanmış. Soğukluk ise yan yana iki kubbe ve yarım kubbeyle örtülmüş.

Dicle Üniversitesi Doç. Dr. Fatma Meral Halifeoğlu ve Dicle Üniversitesi Öğr. Gör. Dr. Nursen Işık tarafından yapılan “Tarihi Deva Hamamının Yapısal Sorunlarının Belirlenmesinde Malzeme Analizinin Önemi” başlıklı araştırma, yapıda hidrolik kireç kullanımına dair önemli bilgiler veriyor.

Sonuçları Aralık 2020’de Mimarlık Bilimlerinde Akademik Çalışmalar kitabında (pp.153-168) yayınlanan araştırma kapsamında hamamın soğukluk kubbesi ve aydınlık fenerinin batı duvarından kimyasal, fiziksel ve biyolojik analizlerin yapılmasını sağlayacak yeterli miktarda harç numuneleri alınmış. Bu numuneler laboratuvarda fiziksel (elek analizi, su emme tayini), kimyasal ve biyolojik analizlere tabi tutulmuş ve kimyasal analizlerde önce elek analizi yapılarak, su emme kapasitesi ölçülmüş.

Deva Hamamı’nın soğukluk kubbesi batı duvarından alınan harç numuneleri laboratuvar ortamında seramik havanda deforme olmadan mümkün olan bütün tanelerin birbirinden ayrışmasını sağlayacak şekilde küçültülmüş. Harcın deforme olmasını engellemek için darbeleme işlemi yapılmamış, çeşitli ebatlardaki eleklerden geçirilerek harç içindeki malzeme ayrışması yapılmış. Yapılan analizler sonucu numunelerin özgün Horasan harç malzemesinden oluştuğu belirlenmiş.  Uzun yıllar boyu ortam koşullarının etkisiyle kısmen bozulan harcın yumuşak dokuda olduğu görülmüş, beyaz ve krem renginde iki ayrı kireç türü tespit edilmiş.

Deva Hamamı’ndan alınan Horasan harç örneklerinin su emme tayini kapsamında harç, etüvde 24 saat 80ºC de bekletilmiş. Ardından etüvden çıkartılan harç, kuru ağırlık tartılarak soğumaya bırakılmış, aynı zamanda harcın nem oranı, bütünlüğünün korunmasına dikkat edilerek artırılmış. Yavaşça su emmeye tabi tutulmuş.

Su içerisinde 24 saat bekletilen harç, sudan çıktıktan sonra yoğun nemli ortamda yeniden tartılmış. Kuru ve su emme deneyine tabi tutulmuş harcın aradaki farkın toplam kütleye oranlanması ile su emme yüzdesi hesaplanmış. Su emme deneyinde saf suyun kullanılması ile harç içeriğindeki malzemelerin sudaki diğer elementlerle reaksiyona girmesine engel olunmuş. Yapılan deney sonucunda Deva Hamamı harcı su emme oranı % 12-17 olarak belirlenmiş.

Su tutma özelliğinin fazla olması, harcın bünyesindeki kireç oranına bağlı. Bu nedenle Deva Hamamı soğukluk kubbesi batı duvarından alınmış örnekte yapılan kütlece su emme deneyi sonucunda bulunan yüzde değerlerine göre, özgünlüğünü kısmen koruyan Horasan harcı içerisindeki kireç oranında azalma görülmüş, var olan kirecin bozulmaya uğramış olduğu tespit edilmiş.

Araştırmada, Horasan harcında kullanılmış olan tuğla parçalarının gözenekli yapıda olması nedeniyle su tutma özelliğinin yüksek olduğu, harç içerisindeki kireç ve tuğla malzeme arasında kimyasal- puzolanik reaksiyonun oluştuğu, su ve sıcaklığın yüksek olması durumunda reaksiyon hızının arttığı bilgisi veriliyor. Horasan harç ve sıvaların mukavemetinin artmasını sağlayan bu reaksiyonlar su yapılarında, özellikle hamamlarda sıklıkla kullanılıyor.


Asit kaybı deneyi, numunelerdeki kireç oranında kısmi bozulma olduğunu ortaya koymuş

Harçlarda bağlayıcı, ince agrega, iri agregayı ayırmak ve bağlayıcı kireç miktarını hesaplamak için yapılan asit kaybı analizinin bulguları, kireç kaybını gösteriyor. Harç numuneleri seramik havanda ufaltılarak tartılmış, 24 saat süre etüvde 60ºC bekletilmiş. Etüvden çıkartılan Horasan harcı ağırlıkça ölçülmüş. Harcın ağırlığına eşdeğer mol3 miktarına göre HCl (Hidro Klorik Asit) ile birlikte seramik kap içerisinde reaksiyona tabi tutulmuş. Reaksiyon gaz çıkışı sona erinceye kadar 24 saat bekletilmiş. Bu işlemler sonucunda yeniden tartılan Horasan harcı içerisinde kayıp, ilk kütle ile orantılanarak asit ile reaksiyon sonrasında meydana gelen kayıplar hesaplanmış. Kimyasal analiz sonrasında HCl çözeltide kayıp oranı %16.25 olarak bulunmuş. Deva Hamamından alınan harç örneklerinde yapılan asit kaybı deneyi sonucunda, numunelerdeki kireç oranında kısmi bozulma olduğu görülmüş.

Deva Hamamı soğukluk kubbesi batı duvarından alınan harç numunelerinde yapılan biyolojik ve granülometrik analiz çalışmasında seramik havanda toz haline getirilmiş olan Horasan harcından üç adet numune alınarak 200 defa büyütme özelliği olan elektron mikroskobunda incelenmiş. Biyolojik analizinin yapıldığı elektronik mikroskop altında Horasan harcında kireç lumpları, bazalt tozu ile organik bağlayıcı olduğu düşünülen parçalar organik lifler ve kalıntılar olduğu görülmüş.

Horasan harcında kireç, bazalt tozu ve organik bağlayıcının bulunması, alınan harç numunelerinin özgün yapısını kısmen koruduğunu göstermiş. Dış ortama açık soğukluk duvarından alınan harç numunelerinin bünyesinde organik kalıntılar tespit edilmiş. Analizler sonucunda tespit edilen organik kalıntıların dış ortam koşullarına maruz kalmasına bağlı oluşabileceği düşünülüyor.

Hamamın fener bölgesinden alınan Horasan harcı, laboratuvar ortamında granülometrik olarak incelenerek karışımları ve içerikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Granülometrik (yapısal) analizler sonrasında % 40-45 kireç, %20-23 bazalt tozu ile %30-35 yıkanmış dere kumu agregası bulunduğu tespit edilmiş.

Deva Hamamı’nın fener bölgesinden alınan Horasan harç numunelerinin, geçmişte kullanılan özgün Horasan harç özelliklerine yakın oran ve karışımdaki malzemeleri bünyesinde bulundurduğu görülmüş. Ancak su emme (tutma) özelliği ile ağırlık kaybı deneylerindeki tespitlerde, harç içerisindeki kirecin bozulmaya uğradığı belirlenmiş.


Deva Hamamı’nda tuğla, taş ve harç numunelerinde nokta yük dayanım deneyi için alınan iki çeşit tuğla (biri harman tuğlası) ve bazalt taş numuneleri laboratuvar ortamında öncelikle numaralandırılmış, daha sonra tartılmış. Numuneler, üzerindeki maddelerden arındırılmış. Bu arındırma işleminde başlıca çözücü olan saf su kullanılmış. Su ile temizlenmesi mümkün olmayan parçaların üzerleri numuneye zarar vermeyecek şekilde fırça ile temizlenmiş. Temizlenen parçalar deney için yeniden boyutlandırılarak, ağırlıkları ölçülmüş. Ağırlıkları ve boyutları belirlenen malzemeler nokta yük dayanımı deney cihazı kullanılarak deney yapılmış.

Araştırma kapsamında, tarihi yapının farklı dönemlere ait iki adet tuğlası üzerinde nokta yük dayanım deneyi yapılmış. Eski tuğlanın, daha az rijit ve yük taşıma kapasitesinin düşük olduğu görülmüş. Eski tuğlaya göre daha yakın dönemde kullanılmış tuğlanın ise, dönemsel olarak daha yeni ve ortalama 600- 800’C de pişirilmiş orta rijitlikte ve yük taşıma kapasitesi yüksek bir malzeme olduğu deneylerde tespit edilmiş.

Soğukluk bölümündeki hasarlı döşemeden alınan bazalt numune boşluklu yapıda olduğu tespit edilmiş. Boşluklu bazalt numunenin basınç dayanımı, nokta yük dayanım deneyinde belirlenmiş. Nokta yükü dayanım deneyi sonrasında bazalt taşında tespit edilen değerlerde dayanım değerlerinin bazalt taş referans değerlerine yakın olduğu belirlenmiş.

Bilimsel olmayan kısmi müdahaleler, yapının özgün dokusunu zedeliyor

Araştırmanın sonuç bölümünde ise şu ifadelere yer veriliyor:

“Şehrin hemen her mahallesinde halkın kullanımına yönelik hamamların inşa edildiği söylenebilse de, bunlardan ancak sekiz tanesi günümüze ulaşmıştır. Deva Hamamı da bunlar arasında özgün değerlerini koruyan önemli bir anıtsal yapıdır. Yapı özel mülkiyetli olduğundan, kamu kurumları tarafından koruma çalışmaları yapılmamıştır. Bu bakımdan hamam kültürünün tükenişiyle diğer yapılar gibi kullanılmamaya ve atıl duruma gelmiştir. Zaman ve doğa koşullarının etkisiyle hızla yıpranan hamamın soğukluk bölümü sahipleri tarafından kafeterya olarak işletilmektedir. Ancak kapsamlı ve bilimsel bir restorasyon çalışmasından uzak kısmi müdahaleler, yapının özgün dokusunu zedelediği gibi, hamamın korunması için de yeterli olmamıştır.

Bu bakımdan Deva Hamamı’nın en kısa zamanda kamulaştırılması, rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin hazırlanması gerekmektedir. Alanında uzman kişilerin yürüteceği restorasyon çalışması ile birlikte kentin tanıtımı ve kültürünü yansıtacak, saygılı bir işlevle kullanımının sağlanması korumayı bütüncül olarak yerine getirecektir.”

Horasan Harcı Nedir?

Tarihi Horasan harcı, kiremit, tuğla, çömlek gibi pişmiş kil malzemesinin kırılıp öğütülerek agrega haline getirilmesi ve agreganın belli oranlarda su ve söndürülmüş kireç ile karıştırılmasıyla elde edilen bir yapı harcıdır. Bizans, Roma, Selçuklu ve Osmanlı Dönemi’ne ait sarnıç, su kuyusu, su kemerleri ve hamam yapılarında kullanılmış.

Tuğla kırıklarının puzolonik özelliğe sahip olmasından dolayı hidrolik özellik kazanan bu harç, İstanbul’da Ayasofya, Süleymaniye camileri, Rumeli Hisarı, Sultanahmet külliyesi gibi tarihi yapıların inşasında kullanılmış, dönemin en önemli inşaat tekniklerinden biri olarak tarihe geçmiş.

Kil ile kuvars ve feldspat minerallerinin karışımını içeren Horasan harcı 600 – 900 °C’larda ısıtıldığında, mineraller sıcaklığa ve sahip oldukları yapıya bağlı olarak farklı puzolanlık derecelerine kavuşabiliyor. Bu sıcaklıklarda, kil minerallerinin yapıları bozuluyor ve amorf alümina silikatlar oluşuyor. Böylece kalsine edilen killer puzolan yani bağlayıcı özelliğine sahip oluyor.